http://cafemis.com bannerımı alırmısınız?

şeker hastalığı

Şeker hastalığının belirtileri
İncelemeŞeker hastalığının en belirgin belirtileri çok su içme, özellikle geceleri sık tuvalete gitme, sık sık acıkma, halsizlik, ciltte kuruluk ve kaşıntı hissi, bulanık görme ve gözlük numarasının aniden değişmesi. Ancak mantar ve diş etleri, idrar yolu gibi enfeksiyonlar da şekeri önceden haber verir

Kolesterol ve tansiyonun ardından, kalbin üçüncü düşmanı olan diyabet yani şeker hastalığıyla devam ediyoruz. Şeker hastalığını, İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Diyabet Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İlhan Satman anlatıyor.


Şeker hastalığı nedir?


Şeker, çok sık görülen bir metabolizma hastalığıdır. Ülkemizde 3 milyona yakın diyabetli var. Hastalık insülin hormonunun ya hiç bulunmaması ya da bulunmasına rağmen kullanılmaması halinde ortaya çıkar.


İnsülin hormonu vücutta ne yapar?


İnsülin pankreastan salgılanır. Görevi vücudumuzdaki tüm hücrelere, organlara ihtiyaçları olan enerjiyi götürmektir. Hücreler enerji ihtiyaçlarını besinlerden alınan şekerle karşılar. Normalde yediklerimizin yüzde 55'ini karbonhidratlar yani şeker oluşturur.


Şeker derken sadece basit çay şekeri aklınıza gelmesin. Karbohhidrat olarak adlandırılan ekmek, pilav, makarna, süt-yoğurt türevleri, meyveler, patates gibi bazı sebzeler de şekerdir. Bunlar sindirildikten sonra kana şeker olarak geçerler. Eğer kanda yeteri kadar insülin olmazsa ya da olduğu halde etkisizse o zaman şeker hücrelerin içine giremez. Giremeyince hücrede bir enerji açlığı olur, kanda yoğun miktarda şekerli sıvı birikir.

Şekerli kan da vücudumuzda dolaşırken bulaştığı her organda hasarlar meydana gelir. Hastalık iyi tedavi edilmeyince de büyük ve küçük damarlarda sorunlar oluşturur.


Şeker damarlara nasıl hasar verir?


Fazla şekerli kan dolaştığı, suladığı, kanlandırdığı tüm organlarda yapısal sorunlara neden olur. Masanın üzerine bal damlattığımızı düşünelim. Bal yoğun kıvamından dolayı akmaz. Kandaki damarın içinde de fazla şeker olması kanın akışkanlığını bozar, daha yapışkan olmasına neden olur. Bunun sonucunda da damar içinde birtakım plaklar oluşur, kolesterolün çökmesi kolaylaşır ve pıhtılaşma eğilimi artar. Sonuçta da tıkanıklıklar oluşur. Hastalık iyi tedavi edilmezse hem büyük, hem de küçük damarlara zarar verir.


Büyük damarlarda olduğunda kalp, beyin ve ayak damarlarında hasara yol açar. Bu tablo unutkanlıktan ayakların kesilmesine kadar önemli sonuçlara neden olabilir.

Küçük damar hasarı gözde olursa körlüğe kadar gidebilir. Sinirlerde olursa his kaybı, ağrı ve duyarsızlık, böbrek damarlarında olursa böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir.


Diyabetin belirtileri nelerdir?


En belirgin belirtileri çok su içme, çok idrara çıkma, özellikle geceleri idrara kalkma. Ayrıca aşırı acıkma hissi ve yemek yeme, halsizlik, ciltte kuruluk ve kaşıntı (özellikle kadınlarda mantar), bulanık görme veya gözlük numarasında ani değişme, ayaklarda yanma, karıncalanma, yaraların geç iyileşmesi, yüksek şeker koması (karın ağrısı, bulantı, kusma, şuur bulanıklığı), cinsel işlev bozuklukları (iktidarsızlık) gibi belirtileri de vardır.


Enfeksiyonlar da belirti olabilir mi?


Evet, özellikle kadınlarda rahim ağzında akıntı, kaşıntı gibi şikâyetlere neden olan genital enfeksiyonlar, idrar yolları enfeksiyonu ya da diş etleri enfeksiyonları da şeker hastalığının habercisi olabilir. Bir de meme altlarında, ayaklarda görülen mantar enfeksiyonlarına dikkat etmek gerekir. Bu belirtiler şekerin hafif yükseldiği dönemlerde çıkar.


Şeker hastalığının kaç tipi var?


İki farklı çeşidi var. Tip 1 ve tip 2 diyabet. Vücutta insülin hormonunun hiç bulunmamasına bağlı olarak ortaya çıkan tip 1 diyabet, genellikle gençlerde ve çocuklarda görülür. Vücutta insülin olmadığı için hasta yaşamı boyunca insülin enjeksiyonu (iğne) olmak zorundadır. Tip 2 diyabet de vücutta insülin hormonu bulunmasına rağmen insülinin hücre düzeyinde kullanılamamasına bağlı ortaya çıkar. Çoğunlukla 40 yaşın üzerinde ve kilolularda görülür. Bu hastalar ilk 10 yıl insülin rezervleri olduğu için insülin iğnesi olmak zorunda değil. Ama 10. yıldan itibaren insülin hormonunun azalmasına bağlı olarak insülin tedavisine ihtiyaç duyabilirler.


Tip 1 diyabet neden ortaya çıkar?


Vücudumuzu mikroplardan, hastalıklardan koruyan şey bağışıklık sistemimizdir. Bağışıklık sistemi kendi organlarını, dokularını yabancı olarak algılar ve ortadan kaldırmak için çalışır. İşte bilmediğimiz bir nedenle, bağışıklık sistemi pankreas içindeki bazı proteinleri böyle algılar ve onlar için tahrip emri verir. Bu proteinler yok edilince ortada insülin üreten hücre kalmaz. Sonuçta şeker hastalığı ortaya çıkar. Tip 1 diyabet bazı doku gruplarını taşıyan kişilerde daha sık görülür. Diyelim ben X doku grubunu taşıyorum, bu benim daha anne karnındayken diyabet riski taşıdığımı gösterir. Ama doğduktan sonra yüzde 100 diyabetli olmayacağım. Bunu tetikleyecek bir olay lazım. İşte o tetikleyicileri bugün biliyoruz.


Tetikleyicileri neler?


En önemli sebeplerinden biri stres. Mesela 1999 depreminden sonra şeker hastalığı biraz daha arttı. Yine çocuklarda özel okullara giriş sınavı dönemlerinde bakıyoruz, pat diye hastalık artıyor. Bir diğer tetikleyici enfeksiyonlar. Örneğin hamile bir kadının kızamıkçık ya da kabakulak geçirmesi şekerin ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Ama bunlar tek başına etken değil. Her zaman için tetikleyici olaydan önce genetik olarak uygun bir yapının olması lazım.


Tip 1 diyabetin görülme sıklığı nedir?


Türkiye'de her 100 diyabetliden yaklaşık yüzde 7-8'i tip 1 diyabet hastasıdır. Ülkemizdeki şeker hastalarının neredeyse yüzde 90-95'i ise tip 2 diyabetlidir.

Kaynak: Habersaglik

0 yorum: